insani ilişkilerde sık yapılan hatalar

(bkz: beklentiye girmek) karşı taraftan beklentiye girdiğiniz an kaybetmenin ilk adımını atmış oluyorsunuz .

ona vazgeçilmez olduğunu hissettirmek (bkz: götünü kaldırmak)

karsindakini kendin gibi sanma

çok değer verip değersiz duruma düşmek

başta yakın hissedip gereksiz samimiyete girmek. sonrası malum

çok az veya çok fazla ilgi. net budur diyebilirim. kararında olmayan her şeyin sonucu kayıplar getirir.

güvenmek

i̇lişkiye başka biri(leri)ni sokmak.

verdigin değeri hak etmeyen insan görünümlü yalaklarr

hemen güvenmek/inanmak

kişinin hatalarını görmezden gelmek ya da tatsızlık çıkmasın diye konusunu açmamak. yapılabilecek en büyük yanlışlardan biri. karşı tarafta geri dönülmez bir göt kalkıklığına evriliyor zamanla. ki siz söyleyin aga. belirttiğiniz takdirde size tatsızlık çıkartıyorsa zaten bokum gibi bir insandır. onla da sizin işiniz olmasın zaten.

herşeyin iyi gideceğine inanmak.

yalan yersiz hayaller gereksiz güven duyma kişiye fazla değer verme bir de fazla muhabbet tez ayrılık getirir

kendinden ödün vermek. ya karşı taraf için varını yoğunu ortaya koyuyosun, sırf onun istediği gibi biri olmaya çalışıyosun, değerin dibini veriyosun, yapmayacağın şeyleri bile yapıyosun. heh yapma onu işte kaybedersin. denendi onaylandı.

karşıdaki kişinin kusursuz bir pamuk prenses/beyaz atlı prens olduğunu sanmak. gördüğün ilk kusurda ilk büyük hatada ben böyle biriyle birlikte olamam demek. kimse mükemmel değildir ve olamaz. birini olduğu gibi sevmeyi bilmek gerek.

sorunları konuşarak halletmek yerine içinde biriktirerek ve büyüterek çözülmez hale getirmek.

fazla samimiyet, cıvıklık

yaranmak için olmadığın birisi gibi gözükmeye çalışmak

düşündüğünü karşındakine söylemeyip içine atmak her şeyi daha da zorlaştırıyo

i̇nsan olduğunu sanmak.

fazla güvenmek

sevgili olmadan sevgiliymiş gibi hareketler beklemek

yaptığı saygısızlığı görmezden gelmek ve sinirlendiği zaman söylediği her sözü sineye çekmek

acele etmek, özellikle karşı taraf acele etmiyor muyuz sence de biraz demişse sanki acilen sevgili olsan dünya kurtulacaktır

hatalara göz yummak

her seferinde ön yargılı yaklaşıyorlar

erken güvenmek ya da güvenmek

karşındakini kendin gibi sanman.

anlam yükleyip incelik yapmak. hep söylerim yine söylüyorum insanlara bu incelik çok fazla.

Herkesi kendi düşünce sisteminle yargılamak.

Detaycılık. Emin olun karşınızdaki hiçbir insan bi konuyu sizin kadar ince eleyip sık dokumuyor. Düşünmek öldürür.

bana kalırsa en çok yapılan ve aynı zamanda en tehlikelisi; karşındaki kişiyi kendin gibi sanmak.

insanları fazla önemsemek.

Dürüst olmamak, kendini hiç olmadığın biri gibi tanıtmak ve davranmak, yüksekten konuşmak. Samimiyet ilerledikten sonra arsızlaşmak. Asarım keserim kasa insanları hiç sevmem. Dürüst olacaksınız abi sevmiyorsan sevmiyorum diyebilmelisiniz. Hoş olmayan bir davranışı bir hareketi bunu hoşmuş gibi göstermeye çalışmak ve bu yaptığını komik sanmak. Böyle böyle uzayıp gider. Dürüst olun canımı yiyin.

İnsanlarla ilişki kurmak (!)

Fazla düşünmek. Çoğu zaman insanlar söylediklerine bizim kadar anlam yüklemezler. Ufak bir kelimeye bile "Acaba şöyle mi söylemek istedi?" diye yaklaşmamak gerek. Hayır öyle söylemek istemedi, istese öyle söylerdi. Bu olayın ne kadar kötü sonuçları olabileceğini kendimden biliyorum. Asla kurtulamadığım bir problem. Sorunun farkındayım fakat düşüncelerime söz geçiremiyorum. Sürekli tahminlerde bulunuyorum, söylenenlerin altında farklı şeyler arıyorum. Stres konusunda başarısız bir insanım kontrol edemem üstüne bunun gibi hatalar binince çok berbat bir hal alıyor. Ben uygulayamadığım için utanarak söylüyorum. Üstüme vazife midir? Bilmem fakat size bir tavsiyem var. Fazla düşünmeyin olaylara biraz daha sığ bakın. Fazla derine indikçe batıcaksınız.

Fazla güvenmek, çok taviz vermek bide aşırı samimiyet ailenizden başka kimseye yapmayın bunları.

Vazgeçilmez olduğunu düşündürmek

iki tarafın da sınırları aşması.

- Başkasını hayatınızın merkezine almak. Karşısında kim olursa olsun hayatınızın merkezinden kendinizi çıkarıp yerine onu koyarsanız hayatınız yörüngesinden şaşar. O merkezde her zaman sizin olmanız gerektiği gerçeğini unutmamalısınız. - Gereğinden fazla değer vermek. İlişkide olduğunuz insanların size göstermiş oldukları değerler karşılığında onlara değer vermeyip fazlasını verirseniz bu bir süre sonra size yük olur. Yük oluşturan her ilişki eziyete döner. - Dürüst ve samimi davranmamak. Nedense insanların hepsi kendilerine karşı dürüst ve samimi davranılmasını isterken aynı davranış biçimini karşısında bulunan kişiden esirgiyorlar. Hal böyle olunca birçok ilişkinin temelini oluşturan güven ilkesinin zarar görmesi insan ilişkilerini zedeliyor. - Bencil olmak. Bazı insanlar ilişkilerinde sürekli olarak yönetici konumunda yer alarak sadece kendi istekleri doğrultusunda bir ilişki yaşamak istiyorlar. Bu durum kısa bir süre sonra ilişkide büyük bir gedik oluşturarak ilişkiyi sonlandıracak tartışmalara yol açıyor. - Erken gelen güven duygusu. İlişkilerin olmazsa olmazı güven duygusu çok önemli bir unsurdur ancak güven, belli bir zaman çerçevesinde ve karşımızdaki kişinin davranışları neticesinde şekillenir. Bu yüzden karşımızdaki kişiyi henüz tanımadan oluşturulan güven duygusu hayal kırıklığı ile karşılaşmamıza neden olabilir.

çoğu insan sizin zannettiğiniz kadar derin değil. çoğu sadece günü kurtarmanın derdinde. hangi ilişki türü olursa olsun buna dikkat ederek karar verin.

Fazla hoşgörü veya sınırlarını çizmemek olabilir. Tepene çıkıyolar böyle durumlarda duvar yumruklayasım geliyor

Beklentiler ve gereksiz fedakarlık.

Sevmek. Fedakâr olmak. Alttan almak. Sevdiğini göstermek. Dürüst olmak.

Aslında hata karşıdaki kişinin sizin için ne düşündüğü nasıl bir samimiyet seviyesi kurduğunda göre değişiyor. Şöyle ki karşındaki kişide sizin onu düşündüğünüz kadar düşünüp değer veriyorsa her şey güllük gülistanlık ama yooook sizin gibi değilse geçmiş olsun. Bu durumu anlamakta karşıdaki insanın kişiliğine göre zorlaşıyor tabi, samimiyeti geç anlarsanızda içinize sağlam bir öküz oturuyor.( Denenip onaylandı öküzle yaşıyorsunuz bir süre)

Beraber çalıştığım insanlarla gereksiz bı samimiyet kuruyorum. Benden asla yönetici olmaz😢

Karşımızdaki kişiyi dinlemeyi bilmemek. Yaşadığımız dönem bizleri o kadar bireyselleştirdi ki insanlar en büyük sorunların tek sahibi olarak kendilerini görüyorlar. Kendi kabuğumuza çekildikçe içimizde büyütüyoruz sorunlarımızı. İletişimin karşılıklı olduğunu unutuyoruz ve karşımızdakini dinlemeye tahammül bile edemiyoruz. Bu da kurduğumuz ilişkilerin yanlış bir zeminde oluşmasına sebebiyet veriyor. Sonuç olarak tanıyamadığımız insanları hayatlarımızın başrolüne oturtup çok da şaşırtıcı olmayarak hayal kırıklıkları içeren yaşantılara itiyoruz kendimizi.